Dünyanın ilk aşk şiiri
Şiirler bana oldum olası çok sıcak gelmedi. İlla ki vardır altında yatan bir tramvayda ekonomik kriz varken O tramvayı bulacak parayı da bulmak zor. Neyse benim şiirle aramın olmaması değil konumuz dünyanın ilk aşk şiirinin yazılması Sümerler zamanında yazılmasıymış Demek ki şiir taa Sümerlere kadar dayanıyor. Yazarken de birden travmam aklıma geldi eski dönemin gazetelerinde amcaların şiirlerini okumaya başladığım için sanırım ısınamadım. Evet ne demiştik Sümerler Bence dünyanın en iyi müzeleri arasında yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi’dir. Müzenin Eski Şark Eserleri kısmında çivi yazılı bir tablet bulunmaktadır. Bu tablet Sumerlere ait dünyanın bilinen en eski aşk şiiri ve şarkısıdır. Çok şaşırmıştım ilginçte geldi acaba biliniyormu diye kısa bir araştırma yaptım. Şaşırdım sadece ziyaret edenler biliyor O muhteşem eser ilginç bir şekilde kendisini hazine gibi saklıyor sanırım. çok az bir kısmı kırık ve iyi korunmuş bir vaziyette Bu tableti müzenin arşivlerinde bulup, tasnifleyen ve kopyalayarak Samuel Noah Kramer ile birlikte çevirisini yapan o zaman ilgili bölümün şefi olan Muazzez İlmiye Çığ hanımmış. Tabletin içeriğine gelince, bir kral ve seçilmiş geliniyle ilgilidir. Kadim ayinlerin en kutsalı olan “kutsal evlilik (hieros gamos)” ayini sırasında söylenmek üzere yazılmış...
Güvey, canımın içi,
Gönül açar güzelliğin, bal gibi tatlı,
Aslan, canımın içi,
Hoştur güzelliğin, bal gibi tatlı. Beni esir ettin, titreyerek önünde durayım,
Güvey, yatak odasına götür beni,
Beni esir ettin, titreyerek önünde durayım,
Aslan, yatak odasına götür beni.
Güvey, seni okşayayım,
Sevdalı okşayışların baldan daha tatlıdır,
Balla dolu odada,
Gönül açan güzelliğinin tadını çıkaralım,
Aslan, okşayayım seni,
Sevdalı okşayışların baldan daha tatlıdır.
Güvey, benden zevkini aldın,
Söyle anama, sana tatlılar verecek,
Babam sana armağanlar verecek,
Ruhun, bilirim ruhunun nerede neşelendiğini,
Güvey, şafağa değin uyu evimizde,
Yüreğin, bilirim yüreğinin nerede sevindiğini,
Aslan, şafağa değin uyu evimizde.
Sen, beni sevdiğin için,
Yalvarırım okşayışlarını ver bana,
Yüce tanrım, yüce koruyucum,
Enlil’in yüreğini sevindiren Şu-sin’im,
Yalvarırım okşayışlarını ver bana.
Senin bal gibi tatlı yerin, yalvarırım elini onun üstüne koy,
Elimi gişban-giysisi gibi onun üstüne koy,
Elimi gişban-sikin-giysisi gibi onun üstüne kapa.
Şu muhteşemliğe bakarmısınız sanırım şiir okumayı sevmek için bu kırık Tableti okumak gerekiyor. Aslında burda insanın inceliği düşünce ve aşka bakış açısı ortaya çıkıyor. Sonra ne oldu vallahi bende çok emin değilim ama bizde de muhteşem şairler vardır yaşadılar ve göçtüler bizede şiir diye küçümsemek istemem ama Kamyon yazıları kaldı.. Biz estetiği inceliği güzel düşünceleri de sanırım eski insanları gömerken mezara koyduk. Üzülüyor insan ister istemez iç çekiyor ahlıyor vahlıyor da geçti O TREN canım bakma artık giden trene gelir mi yeni tren istasyona söktüler rayları gelmez artık O tren ve yolcuları Ne zaman adam oluruz bu kadar güzel ve anlamlı düşünüp bunları kaleme alıp sanata dönüştürdüğümüzde...Yazar ; Faik Balkan DEMİRSU