Uğrunda Kararan Hayatlar: Türkiye’nin Bitmeyen Define Tutkusu

                  Anadolu’nun toprağı, yalnızca tarih değil, hırsın, umudun ve trajedinin de katmanlarını taşıyor. Her yıl Türkiye’nin dört bir yanında, bir söylentinin, bir haritanın, bir rüyanın peşine düşen yüzlerce kişi kazma kürekle dağlara, tarlalara, harabelere dalıyor. Kimi “dedemin dedesi oraya gömmüş” diyor, kimi “hoca böyle söyledi” diye anlatıyor. Ve çoğu, bir hazine bulamadan, bazen de bir mezarın içinde sessizce kalıyor.                   Kazmanın Altındaki Karanlık Son yıllarda jandarma kayıtlarına göre her ay onlarca kaçak kazı operasyonu yapılıyor. Define arayıcılarının elinden çıkan malzemeler ise artık neredeyse endüstriyel boyutta: yer altı radarları, jeneratörler, dedektörler, hatta tünel havalandırma sistemleri. Fakat çoğu zaman bu kazılar, teknolojiden çok batıl inançla yürüyor. “Cin musallat oldu”, “defineyi koruyan yılan saldırdı” haberleri artık neredeyse rutinleşmiş durumda. 2023’te Tokat’ta üç kişi, buldukları kuyuda gazdan zehirlenerek öldü. Aynı yıl Aydın’da, define tünelinde çöken toprak dört kişiyi yuttu. Hepsi “bir küp altın” için girmişti o karanlığa.               Tarih Kaçak Ellerde Definecilerin kazdığı her çukur, aslında bir arkeolojik suç mahalli. Bir mezar, bir tapınak, bir höyük… binlerce yıllık tarih, kepçeyle, murçla parçalanıyor. Kaçak kazılar yalnızca definecilerin değil, Türkiye’nin tarihine vurulan darbelerden biri. Arkeologlar her defasında uyarıyor: “Define aramak tarih değil, tarihin cinayetidir.” Ama bu çağrılar, altın hayaliyle kararan gözlere ulaşamıyor.                 Bir Umudun Anatomisi ; Definecilik aslında sadece “para hırsı” değil. Çoğu zaman yoksulluk, çaresizlik, ve biraz da kaderle pazarlık. Birçok define arayıcısı köylü, emekli ya da işsiz… Umudunu devlete, işe, sisteme değil; bir taşın altına, bir tılsımlı işarete bağlamış durumda. Birinin dedesi rüyasında altın görüyor, diğeri YouTube’daki “define işaretleri” videolarından öğreniyor. Sonra küçük bir grup kurup gecenin bir yarısı kazıya gidiyorlar. Bazen ellerine kelepçe takılıyor, bazen de kazdıkları çukur mezarları oluyor.                     Uğruna Kararan Hayatlar; Define uğruna ölenler sadece toprak altında kalanlar değil. Kimi aileler bu takıntı yüzünden parçalanıyor. Bir defineci karısı “kocam 20 yıldır ne altın buldu ne huzur” diyor. Kimi zaman da defineciler birbirine düşüyor, hazine paylaşımı kavgası cinayetle bitiyor. Kısacası “uğrunda” dedikleri şey, çoğu zaman bir mezar taşına dönüşüyor.                 Son Söz ; Definecilik, Türkiye’nin görünmeyen yüzlerinden biri. Bir ayağı hurafede, bir ayağı tarihin içinde. Ama en çok da, umutla hırsın birbirine karıştığı bir insan hikâyesi. Bu topraklarda define arayanlar aslında altını değil, kendi kaderini kazıyor. Ve her çukurun dibinde aynı yazı beliriyor: “Bu toprak, senden daha önce gelenleri de yuttu.” Yazan ERGÜN DOĞRU
Benzer Videolar