BursaRay hattı bugün kentin omurgası, ama kısa bir omur. Nilüfer’den Kestel’e uzanan hat, artan nüfusun yükünü taşımakta zorlanıyor. Her gün yüz binlerce yolcu aynı hat üzerinde, tıklım tıklım vagonlarda nefes almaya çalışıyor. Çözüm belli ama cesaret istiyor: Raylı sistemi çevre ilçelere kadar uzatmak ve otobüs-minibüs taşımacılığını besleyici hale getirmek. Kısacası, “herkes arabasıyla değil, rayla gitmeli.” Avrupa kentleri yıllar önce bu dönüşümü yaptı: Otobüsler raylı sisteme yolcu taşıyan besleyici hatlara dönüştü, kent merkezine bireysel araç girişi kısıtlandı. Bursa da artık bu eşiğe geldi. “BursaRay 2030” projesi adı altında Nilüfer Görükle Mudanya hattı ve Yıldırım Gürsu uzantısı birleştirilmeli. Bu hat, OSB bölgeleriyle entegre edilirse, sabah ve akşam servis trafiği en az %25 azalabilir.
Akıllı Şehir Akıllı Trafik Dönemi Bursa’daki trafik ışıkları hâlâ 1990’ların mantığında çalışıyor: sabit süre, kör döngü. Oysa artık dünya “dinamik trafik yönetimi” çağında. Yapay zekâ destekli sistemler, araç yoğunluğunu anlık olarak ölçüp sinyal sürelerini optimize ediyor. Bir belediye mühendisi şöyle diyor: “Bizde ışıklar sürücüye değil, sürücü ışıklara uyuyor.” Bu tersliği düzeltmek gerekiyor. Trafik sensörleri, kameralar, mobil uygulamalar ve büyük veri analizleriyle Bursa, trafiğini “okuyan” bir şehir haline getirilebilir. İstanbul’un bazı kavşaklarında pilot olarak uygulanan bu model, Bursa’da Acemler FSM İzmir Yolu hattında hayata geçirilirse, sabah-akşam yoğunluk %20 oranında düşebilir. “Arabasız Merkez” Kentsel Akışı Değiştirmek Bursa’nın kalbi olan Heykel, Altıparmak, Setbaşı aksında sorun artık sadece trafik değil: yaşam kalitesi. Her metre başına düşen araç sayısı artıyor, yayalar kaldırımlardan taşmış durumda. Gelişmiş kentler bunu “trafik değil, yer kullanımı sorunu” olarak tanımlıyor.
Yani mesele şu: “Şehri arabalar için mi, insanlar için mi planlayacağız?” Proje önerisi: Heykel Ulucami Setbaşı hattı tamamen yaya bölgesi ilan edilmeli. Çevresinde otopark kuşakları oluşturulmalı (örneğin Kültürpark, Altıparmak altı bölgeleri). Bu kuşaklara ücretsiz veya düşük ücretli “elektrikli mini otobüs” servisiyle ring hatları kurulmalı. Sonuç? Trafik merkezi boğmaz, merkez yeniden nefes alır. Esnaf kazanır, şehir sakinleşir. Ek Ayak: “Bursalıyı Direksiyondan İndirmek” Hiçbir sistem işe yaramaz, eğer insan davranışı değişmezse. Bursa’da her ailede ortalama 1,6 araç var. Toplu taşıma pahalı, özel araç prestijli.
Ama bu algı kırılmadan çözüm mümkün değil. Belediyenin yapabileceği şey: Ucuz ve güvenli toplu taşıma. Bisiklet yollarının mahalle bağlantılı hale gelmesi. “Toplu taşımayı kullanan kazanır” türü teşvik modelleri. Son Söz; Bursa’nın trafiğini çözmek için sihirli bir değnek yok, ama akıl, cesaret ve süreklilik var. Yeter ki günü kurtaran değil, geleceği planlayan bir irade gelsin direksiyona. Belki o zaman, bir sabah işe giderken kırmızı ışıkta sıkışmış değil, yeşil bir şehirde nefes almış oluruz. Kalın sağlıcakla …Yazan ; Cem Bayram SEÇEN