15 Kasım 2025 Cumartesi
Dijital çağın görünmez kahramanı, avucumuza sığan ama dünyayı döndüren minik bir yarı iletken plaka: çip. Telefonumuzdan otomobilimize, bankacılık sisteminden savunma sanayine kadar her şey onunla çalışıyor. Ve bugün… bu kahraman krizde. Kriz Neden “Tekrar” Patladı?
Pandemi döneminde talep yükseleli yıllar oldu ama yarası hâlâ kapanmadı. Çünkü çip üretimi öyle bir gecede artırılacak bir iş değil. Üretim tesisleri milyarlarca dolar yatırım gerektiriyor; ayrıca ABD Çin gerilimi, tedarik zincirlerindeki kırılmalar ve ileri seviye üreticilerin sınırlı kapasitesi, sistemi yeniden sıkıştırdı. Bellek çiplerinde daralma, otomotiv elektroniğinde stokların tükenmesi ve yapay zekâ donanımları için talebin patlaması; arzı bir kez daha köşeye sıkıştırdı. Kısacası: kırılgan yapı aynı anda tüm sektörlerin yükünü taşıyamıyor. Dünyada Teknoloji Yarışı Hızlandı. Bir yandan kriz yaşanırken, öte yandan teknoloji dünyası durmuyor: Yapay zekâ için geliştirilen ileri seviye GPU’ların talebi patladı. Data center’lar elektrik kadar çipe ihtiyaç duyuyor. 2 nm üretim sürecine geçen firmalar, geleceğin “enerjisi ucuz, performansı yüksek” cihazlarını tasarlıyor. Ama tüm bu gelişmeler üretimi hızlandırmıyor aksine daha da karmaşık hâle getiriyor.
Türkiye Bu Krizin Neresinde?
İşte işin en kritik kısmı burası. Türkiye, hem üretici hem kullanıcı olarak bu krizden çift taraflı etkileniyor. İthalata Bağımlılık Fiyatları Yukarı Çekiyor Türkiye’de kullanılan tüm teknolojik ürünlerde çip bulunuyor ve bunların büyük bölümü ithal ediliyor. Çip fiyatlarındaki her oynama, Türkiye’de: Bilgisayar Akıllı telefon Televizyon Otomobil Beyaz eşya fiyatlarına doğrudan yansıyor. Kur etkisi ile birleşince, tüketici tarafında katlanan bir maliyet artışı ortaya çıkıyor.
Otomotiv Sektörü En Riskli Alan
Türkiye, Avrupa’nın en büyük otomotiv üretim üslerinden biri. Otomotivde elektronik kontrol üniteleri, radar sensörleri, kamera modülleri, motor yönetim sistemleri tamamen çip tabanlıdır. Kritik çiplerde tedarik geciktiğinde: Fabrikalar vardiyaları yavaşlatmak zorunda kalabiliyor, İhracat programları aksayabiliyor, Yeni model lansmanları ertelenebiliyor. Bu da hem istihdam hem ihracat tarafında risk yaratıyor.
Savunma Sanayii İçin En Stratejik Konu
Türkiye’nin SİHA, radar, füze ve komuta–kontrol projelerinde ileri seviye elektronik bileşenler kullanılıyor. Kriz dönemlerinde bazı ülkelerin çip satışlarına kısıtlama getirdiği biliniyor. Bu nedenle yerli projelerde kullanılan çiplerin: ya yerlileştirilmesi, ya da tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi zorunlu hâle geliyor.
Yerli Çip Üretimi: Kaçınılmaz Bir Stratejik Adım
Türkiye’de TÜBİTAK, ASELSAN, HAVELSAN ve bazı üniversiteler VLSI tasarım, RF çip, kriptografik işlemci ve radar sinyal işlemcileri üzerine çalışmalar yürütüyor. Ancak ticari hacme sahip büyük ölçekli bir fab hâlâ yok. Bu kriz bize şunu söylüyor:
“Yerli çip üretimi artık bir teknoloji projesi değil, bir ulusal güvenlik meselesidir.” Sonuç: Gelecek, Çipi Üretenlerin Olacak Bu kriz, teknolojinin görünmez kalbini nihayet görünür kıldı. Sadece telefonlar değil; ekonomi, savunma, otomotiv, sağlık ve finans bile çiplerin ritmine bağlı. Dünya yatırım yapıyor, kapasite kuruyor, riskleri dağıtıyor. Türkiye de bu yarışta yer almalı. Çünkü geleceği belirleyecek olan ülkeler, bilgiyi üretenler değil; bilgiyi çalıştıran çipleri üretebilenler olacak. Yazan ; Balkan Faik DEMİRSU
Tespih… Bugün çoğu insanın elinde stres atma aracı olarak görünse de, asırlardır uygarlıkların inanç, ritüel ve gündelik hayatına yön veren küçük boncukların büyük hikâyesidir. Arkeolojik kazılar, tespihin aslında dünyanın en eski kişisel eşyalarından biri olduğunu gösteriyor.
MEZOPOTAMYA’DAN YÜKSELEN İLK BONCUK SESİ
Tarih sahnesinde ilk tespih benzeri buluntular, yaklaşık 3000 yıl öncesine, Mezopotamya’nın bereketli ama çetin topraklarına uzanıyor. Arkeologlar, Sümer ve Babil kalıntılarında ipliğe dizilmiş taş ve tohum dizileri tespit ediyor. Bunlar, ritüellerde sayı takibi için kullanıldığı düşünülen ilk “tespih” örnekleri. Aynı dönemlerde Hindistan ve Mısır’da da benzer nesnelere rastlanıyor. Bir bakıma tespih, farklı coğrafyalarda aynı ihtiyacın sonucuydu: saymak, tekrar etmek ve zihin odaklamak.
DOĞUNUN TİTREYEN SESİ: MALA GELENEĞİ
Tespihin bilinen en eski kurumsal hali kuşkusuz Hindu ve Budist kültürlerdeki “mala” idi. 108 boncuktan oluşan bu diziler, mantraların ritmik tekrarı için kullanılıyordu. Bu sayı tesadüf değildi; matematik, astronomi ve inanç sembolizmi burada birleşiyordu. Bugün hâlâ Tibet’ten Hindistan’a uzanan kültürde mala, ruhsal disiplinin temel aracı.
ORTA ÇAĞ AVRUPASI’NDA “ROSARY”İN YÜKSELİŞİ
ve 10. yüzyıllar, Avrupa’da karanlık çağ algısının ötesinde dini ritüellerin yoğunlaştığı dönemdi. Burada tespih, “rosary” adıyla kimlik kazandı. Rahipler dua tekrarlarını sistematik hale getirmek için boncuk dizileri kullanmaya başladılar. Orta Çağ’dan 19. yüzyıla kadar rosary, Avrupa’nın en yaygın kişisel dini eşyası oldu.
İSLAM DÜNYASINDA TESBİHİN SERENCAMI
İslam coğrafyasında tespihin sahneye çıkışı 8. yüzyıla denk geliyor. İlk Müslümanlar, zikirlerini saymak için hurma çekirdeği, küçük taşlar veya çizgiler kullanıyordu. Ancak zamanla tespih, 33’lük, 99’luk ve 11’lik formuna oturdu. Bu sayıların anlamı belirgindi: 99 boncuk, Esmaül Hüsna için 33 boncuk, üç kez çekildiğinde 99’u tamamlamak için 11’lik tespih ise daha kısa zikirler için tercih edildi.
OSMANLI’DA TESBİHİN ALTIN ÇAĞI
Eğer tespih bir medeniyet seçseydi, büyük ihtimalle Osmanlı’yı seçerdi. Çünkü tespih, Osmanlı’da yalnızca ibadet eşyası değil; zirve noktasına ulaşmış bir zanaat oldu. Saraydan çarşıya, tekkeden konaklara kadar her yerde tespih sesi duyulurdu. En değer verilen malzemeler: Kuka ağacı (mikrop kırıcı özelliğiyle meşhur) Oltu taşı Bağa, Fildişi Katalin Doğal damla kehribar, Osmanlı tespih ustaları, sabırla oyar, boncuğu “denge” ile dizer, imameyi estetik bir imzaya dönüştürürdü. Bu ustalık bugün koleksiyonerlerin peşinde koştuğu eserler bıraktı.
CUMHURİYET DÖNEMİ VE “STRES TESBİHİ” EVRİMİ
yüzyılda tespih, Türkiye’de hem dini hem kültürel bir simge olmaya devam etti. Ancak şehirleşme ve modern yaşamla birlikte tespih yeni bir kimlik kazandı: Stres azaltıcı, elde döndürülen, günlük hayatta taşınan bir aksesuar. Özellikle 1980’lerden sonra tespih, kahvehanelerden sokak kültürüne, oradan koleksiyonculuğa taşındı.
GÜNÜMÜZDE TESBİH: ESER Mİ, AKSESUAR MI?
Bugün tespih hem bir ibadet aracı, hem bir el alışkanlığı, hem de kimi zaman servet değerinde bir koleksiyon parçası. Gerçek damla kehribar tespihler altınla yarışıyor; ustaların özel yapımı tespihler açık artırmalarda ciddi rakamlara satılıyor. Tespih artık sadece bir boncuk dizisi değil; kültürlerin yolculuğu, inançların izi ve insanlığın ritim arayışı. Yazan ; Ergün Doğru
“Bir şehir, eğlencesiyle hatırlar aslında kendini, Bursa, Türkiye’nin sanayi devi olarak bilinir ama bir yanıyla da gece hayatı, magazin kültürü, eğlence mekânları bakımından her dönemde kendi tarzını yaratmıştır. Bugün şehrin sokaklarında duyduğumuz ritim, aslında 40 yıllık bir değişimin mirası.
1980’ler Kapalı Devre Eğlence Gazinoların ve Kulüplerin Çağı
1980’lerde Bursa’nın gece hayatı daha kapalı, daha sınırlı ama bir o kadar da gösterişliydi. Gazinolar, sahne kültürünün merkeziydi. Dönemin ünlü sanatçıları, haftalık programlarla Bursa’da sahne alırdı. Eğlence daha “aileye uygun”, daha sakin ama sahnede starların parladığı bir modeldi. Heykel, Altıparmak ve Çekirge, şehrin gece aksının merkezleriydi. Magazin kültürü daha çok “kim sahneye çıktı, kim hangi masadaydı?” gibi gözlemlerden oluşurdu. Sosyal medya yoktu, kulis dedikodusu kulaktan kulağa yayılırdı.
1990’lar Diskoların Yükselişi Gençlik Sokağa Çıkıyor
1990’larda Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da diskotek bar kültürü yükseldi. Nilüfer ve Çekirge hattında gençlere yönelik mekânlar açıldı. Şehrin sanayiyle büyümesi, yeni nesilin daha özgür bir eğlence tarzı aramasıyla birleşti. Pop müzik patlaması, Bursa’nın gecelerine renk kattı. Magazin kültürü kulüp eğlencesine kaydı saç, kıyafet, dans, ilişkiler… Bursa’da ilk defa “gece dışarı çıkma” bir sosyal aktiviteye dönüştü.
2000’ler AVM ve Yeni Nesil Bar Dönemi Kitle Eğlencesi Başlıyor
2000’lerle birlikte şehir hem ekonomik hem demografik olarak büyüdü; gece hayatı geniş kitlelere yayılan bir forma büründü. Kent Meydanı, FSM Bulvarı ve merkezdeki barlar bu dönemin simgesi oldu. Üniversite nüfusu arttı; gençlerin şehre enerjisi gece hayatına yansıdı. “Barlar sokağı” kültürü bu yıllarda olgunlaştı. İlk modern lounge ve pub’lar yine bu dönemde ortaya çıktı. Magazin dünyasında “kim hangi mekâna takılıyor?” “yeni açılan mekanlar” ve “ünlüler Bursa’ya geldi mi?” başlıkları öne çıktı.
2010’lar Nilüfer Podyumpark Aksının Doğuşu Şehir Modernleşiyor
2010’lar Bursa’nın gece haritasını kökten değiştirdi. Podyumpark ile şehir ilk kez İstanbul tarzı, büyük ölçekli, modern eğlence kompleksleri ile tanıştı. FSM Bulvarı “Bursa’nın mini Bağdat Caddesi” havasını kazandı. Kokteyl kültürü gelişti, butik mekânlar çoğaldı. Canlı müzik, DJ performansları ve konsept geceler standart hâline geldi. Magazin tarafında ise sosyal medya patladı. Artık kulis dedikoduları Instagram’ın hikâyelerinde dönüyor, popüler mekânlar fenomenlerin akınına uğruyordu.
2020’ler Yeni Nesil Eğlence Tasarım Mekânlar, DJ Kültürü ve Sosyal Medya Dalgası
Bugün Bursa’nın gece hayatı çok daha çeşitli, bölgesel ve stilize: Nilüfer hâlâ merkez ama Mudanya Güzelyalı sahili güçlü bir alternatif. Podyum park yüksek tempoda çalışıyor; yenilikçi kulüpler rekabet hâlinde. Butik barlar, craft kokteyl mekânları ve “after” kültürü şehirde kendine yer buldu. Üniversite gençliği, gastronomi meraklıları ve “fotoğraf çektirmek için bile gidilen” tasarım mekânlar trend belirliyor. Magazin kültürü artık “görünürlük” üzerine kurulu Kim nerede yıldızlı masa aldı? Hangi DJ geceyi patlattı? Hangi yeni mekân açıldı? Bunlar Bursa’nın modern magazin gündemini oluşturuyor.
DEĞİŞİMİN ÖZETİ
| Dönem | Bursa’nın Gece Hayatı | Magazin Kültürü |
| 1980’ler | Gazino, sahne programları | Kulaktan kulağa |
| 1990’lar | Disko ve barların yükselişi | Kulüp odaklı |
| 2000’ler | AVM, pub ve FSM hattı | Kitle eğlencesi |
| 2010’lar | Podyumpark ve modernleşme | Sosyal medya etkisi |
| 2020’ler | Tasarım mekânlar, sahil hattı, DJ | “Görüntü algı” odaklı modern magazin |
SONUÇ ; Bursa’nın Gece Yaşamı Kendini Yenilemeyi Biliyor
Bursa, gece hayatında “saklı ama güçlü” bir geleneğe sahip. Her on yıl kendi tarzını getirdi ve şehir buna ayak uydurdu. Bugün ise Bursa, hem sakin sahil akşamlarını hem yüksek tempolu kulüp gecelerini bir arada sunan çok katmanlı bir eğlence kültürüne sahip.. (Özel Dosya ) Yazan ; Cem Bayram SEÇEN
Deluxe ailesi önceki gece 10 un yıl anısına kışa merhaba partisi düzenledi. Bursa’nın gözde mekanlarından biri olan Deluxe gerçekleştirdiği muhteşem organizasyonla kış sezonuna merhaba dedi. Deluxe ekibinin ev sahipliğinde düzenlenen geceye cemiyet ve iş, dünyasının sevilen isimleri de katıldı.
Açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik , Bursa gecelerinin muhteşem sesi Safa Zakir muhteşem konseri ile devam etti. Safa Zakir Deluxe kışa merhaba partisi gecesine katılan davetlilere muhteşem bir gece yaşattı .. Gece boyunca özel dans ve renkli sahne şovları ile eğlenen davetliler Safa Zakir’in şarkılarına eşlik ederek ve pistte oynayarak doyasıya eğlendiler. ” Geceye konuk olan misafirler yeni kış sezonunu coşku ile karşıladılar. Haber , Cem Bayram SEÇEN
Serkan Ürkmez Bursa (Kalder Bşk ) Fatma Örnek Delıxe Bursa satış Koordinatörü
Üçel kauçuk A.Ş Yöneticileri ; Merve Aybay –Kevser Mert -Esra İkizoğlu- Elfide Özgür
Serkan Ürkmez Bursa (Kalder Bşk ) Neslihan Özer Per Yön GM şubesi -Elif çelikkoparan Per Yön Üyesi – Servet Kaba Per Yön Üyesi- Barış Gül -Per Yön Üyesi
Ümit –Anastina Bimen – Onur Battal- Alexandra Battal- Alexandra Savaş-Özgür Savaş
Emre Dağ –Esmanur Dağ Gayrimenkul
Seda Kotaman –Berke Sungur –Gayrimenkul işletmesi
Gülşah Acar
Bir sabah uyandınız, dünyanın en büyük ekonomilerinden birinde, Washington D.C.’da, büro kapılarının kilitlendiğini öğreniyorsunuz. O kapılar içeriye değil, içeriden dışarıya dönük: bir ülkenin günlük kamu hizmetleri, klasik işleyişi, hatta veri akışı durma noktasına gelmiş. Bu ülke, Birleşik Devletler. Ve mevcut hâliyle, bu kapanma yalnızca Amerikalıları değil; küresel ekonomiyi ve dünya siyasetine dahi mesaj bırakıyor.
Oyun Kurucunun Yeni Kuralları: ABD’nin İç Problemi Küresel Etki Yaratıyor . ABD hükümetinin çalışanlarının görevlerini yapamaması, verilerin açıklanamaması, hava trafik kontrolünün kısıtlanması gibi gelişmeler öncelikle Amerikan iç gündeminde. Ama sonuçları yalnızca o salonlarla sınırlı değil. Mesela: yabancı yatırımcılar ve küresel iktisat yönetimi için önemli bir kırılma; çünkü ABD’den gelen resmi istatistiklerin açıklanamaması, Japonya’da ve Asya-Pasifik bölgesinde politikacı ve ekonomistler için “ekonomi görünmez oldu” diyebilecekleri bir tablo yarattı. Reuters +2 moderndiplomacy.eu +2 Avrupalı ihracatçılar için… ABD’nin kamu sektöründeki durma hali, sadece ABD’nin kendi turizm veya iç hizmetleri için değil, Avrupa’dan ürünlerini satmak isteyen şirketler için de bir risk sinyali “ABD’de bir darbe var mı?” sorusunu gündeme getiriyor.
euronews; Emperyal bir görüntü vermek yerine, küresel yönetim boşluğu yaratıyor. Örneğin, iklim hedefleri konusunda, ABD’nin “çalışamamaya” başlaması dünya çapında değerlendirme ve taahhüt süreçlerini aksatabilir.
Euronews +1 Ekonomi Alarm Veriyor: Gölgesi Dünyayı Sarıyor. Hükûmet kapandıkça, ekonomik göstergeler ve finansal güven kırılıyor. Küresel aktörler bu durumu yalnızca “ama herkes hissetmiyor” diye görmüyor: “Bu iş daha derin” diyorlar. Örneğin, ABD’de tüketici güveni endeksi yaklaşık 3 ½ yıllık en düşük seviyeye geriledi. Bu doğrudan tüketici algısıyla ilgili; iş güvencesi, kredi koşulları, harcama eğilimleri… hepsi risk altında. Reuters ;+2 AP News +2 Hava taşımacılığında: Federal Aviation Administration (FAA) sisteminde kapasite kısıtlamaları başladı; uçuş iptalleri ve gecikmeler hızlandı. Bu, ABD içinden bir aksaklık değil; seyahat sektörünü ve yurtdışı bağlantıları da etkiliyor.
Finansal Zamanlar +1 Tedarik zincirleri, özellikle ABD bağlantılı olanlar için, “aynı gemideyiz” mesajını veriyor: estadounidense kamu operasyonları durduğunda, global üretim ve tedarik tarafında da gecikmeler, belirsizlikler meydana geliyor.
Forbes +1 Politik Güvenliği Şüpheli Bir Güç: İmaj Krizi ; Güçlü bir devletin kamu yönetiminde aksama yaşaması, dış dünyaya şu mesajı veriyor: “İstikrarlı değiliz.” Bu, küresel düzene güveni sarsabilir. Mesela, askeri üslerde yabancı uyruklu işçiler maaş alamıyor ya da belirsizlik yaşıyor. Avrupa’daki bazı ABD üslerinde, yerel çalışanların maaşlarının kesilmesi veya gecikmesi gözlemlendi. AP News +1 Bilgi akışı kurumu, veriler ekonomik göstergeler gibi durduğunda, merkez bankaları ve devletler buna göre plan yapamıyorlar. Bu da “ABD ne yapıyor?” sorusunu küresel ölçekte gündeme getiriyor. Reuters +1 Ayrıca, politik manevraların “stratejik cephaneye” dönüşmesi: devlet kapanması artık bir pazarlık konusu haline geliyor. Bu, kamuoyunda ve uluslararası aktörlerde “oyun oynanıyor” algısını güçlendiriyor.
Türkiye ve Türkiye Benzeri Ekonomiler İçin Ne Anlama Geliyor?
Biz burada İstanbul’da farklı bir coğrafyada oturuyoruz; ancak bundan bağışıklı olduğumuz anlamına gelmiyor. Aksine: Türkiye gibi dışa açık, ihracata dayalı ya da dış finansmana bağımlı ülkelerde şaşırtıcı domino etkiler olabilir. ABD ekonomisi yavaşlarsa global talep düşer, ihracat pazarları daralabilir. Borçlanma maliyetleri artabilir çünkü güven kırılır, ABD doları ya da ABD hazine kağıtları “güvenli liman” işlevinde sarsılırsa, gelişen ekonomilerin finansman koşulları da zarar görebilir. Turizm açısından: ABD’ye giden ya da oradan gelen akış daralabilir; havacılıkta yaşanan aksaklıklar, uluslararası bağları etkiler. Jeopolitik açıdan: ABD’nin global liderlik algısı zayıfladığında, bölgesel aktörler alternatiflere yönelir; bu da Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge için fırsatlar kadar riskler doğurur. Uyarılar ve Kırılma Noktaları ; Bu kapanmanın “çabuk geçer” gibi görünmesi bir risk; fakat uzun sürecek bir kapanma, beklenenden daha büyük sonuçlar doğurabilir. Şu noktalara dikkat: Havacılık güvenliği: Kontrolörleri ödenmemiş işçiler… sistemin ne kadar dayandığı test ediliyor. FAA’nın kapasite kısıtlamaları bu testi açık anlatıyor.
TIME Kamu yatırımları ve iklim hedefleri: Temiz enerji, altyapı, teknoloji gibi alanlarda devletin devre dışı kalması, uzun vadeli kırılganlığı artırıyor. euronews +1 Veri eksikliği: Ekonomik planlama için ihtiyaç duyulan resmi veriler yok veya gecikmeli geliyor; bu da karar mekanizmalarını karanlıkta bırakıyor. Reuters +1 Tüketici ve yatırımcı moralindeki düşüş: Güven kaybı geri kazanılması zor bir unsurdur; yurtiçi ve küresel yatırımlar bundan etkilenebilir.
Investopedia Sonuç: “Amerika Kapalı” Demek, Dünya Yavaşlıyor Demektir, Böyle bir durumda iki seçenek var: ya Washington’da bir çözüm bulur ve kapanma sınırlı kalır; ya da kapanma uzar, sonuçları daha derin olur. Ve bu ikinci senaryoda, bir ülkenin bütçe meseleleri, bir kıtanın ihracat rakamlarını, bir havayolu firmasının uçuş planlarını, hatta bir Türk ihracatçının siparişini bile etkileyebilir. Bu tabloya bakınca şöyle bir cümle akla geliyor: “ABD arıza yaptığında, dünya da semafor kırmızıya geçer.” O yüzden bu kapanma sadece bir Amerikan iç siyasi mesele değil; küresel bir alarm ışığıdır. Türkiye için de, “sadece dış dünyayı izleyelim” denmeyecek kadar önemlidir.
Öneriler; Türkiye’deki iş dünyası ve yatırımcılar, ABD’yle bağlı zincirlerini (tedarik, finansman, turizm) gözden geçirmeli; kısa vadede “ABD durursa ben ne yaparım?” sorusunu sormalı. Kamu yöneticileri, benzer krizlere karşı “veri kesintisi”, “hizmet durması” gibi senaryoları dikkate almalı; uluslararası bağlantılar ne kadar kırılgan olabilir bunu değerlendirmeli. Birey olarak da, ekonomik güvenin sarsıldığı dönemlerde tasarruf, alternatif gelir kaynakları, risk yönetimi gibi konular ön plana çıkmalı. Bu kapanmanın kalıcı etkileri olup olmayacağını zaman gösterecek. Ancak şimdiden haftalardan aylara, birkaç aksaklıktan sistemik bir kırılma riskine dönüşme potansiyeli taşıdığı açık. Ve dünya, sadece izleyici değil etkilenen tarafta… Haber Editörü ; Cem Bayram SEÇEN